Skip to main content

Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle, Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesince düzenlenen 18. Uluslararası Kar Film Festivali başladı.

Açılış konuşmasının ardından müzik dinletisi ile festival başladı. Sayın Mehtap Demir, Yusuf Altun, Emre Solmaz, Uğur Toraman’ın katkılarıyla müzik dinletisi sunuldu.

ATV Haber ve Program Sunucusu Nihan Günay ile “Televizyon Haberciliği ve Sunuculuk Üzerine” adlı söyleşi Doç. Dr. Elif Küçük Durur moderatörlüğünde yapıldı.

Meslekte 20. yılında olduğunu ve stajyer olarak başlayıp muhabir olarak devam ettiğini söyleyen Nihan Günay çeşitli medyalarda çalıştığını ve şimdilerde ATV’de kahvaltı haberlerini sunduğunu belirtti. Medyanın çok zor bir yer olduğunu belirten Günay kendisinin de üç yıl kadrosuz çalıştığını ve istedikten sonra her şeyin yapılabileceğini ekledi. Nihan Günay, televizyonculuğun artık dijitale evrildiğini televizyon haberciliğinin yeniliğe açık bir alan olduğunu söyledi. Günde binlerce olay olduğunu söyleyen Günay, muhabirlerin habercilikteki öneminden bahsetti.

Donanımlı bir gazeteci olmak için birebir muhatap olacağımız iyi kaynaklarımızın olması gerektiğini belirten Günay, gerçek bir gazeteci olmak için ise kendinden ödün vermemek ve iyi bir insan olmak gerektiğini söyledi. Nihan Günay son olarak şu sözlerle konuklara veda etti:

“Ben hep kendimi dinledim ve bu şekilde bir yol geldim. Bir yöneticim bana hep kendi savaşını kendinle yenersin demişti. Başta anlam veremesem de daha sonra hak verdim. Daha önce diksiyon eğitimi almadım ve sokakta piştim, şimdi de stüdyo da pişiyorum.”


“Sinemada Oyunculuk ve Seslendirme “ üzerine söyleşiyi Oyuncu ve Seslendirme Sanatçısı Ali Düşenkalkar gerçekleştirdi.

Seslendirme üzerine kendini geliştirmek isteyenlere tavsiyeler veren Düşenkalkar şunları söyledi:

“Bunun için özel okullar var. Okula gitmeden ise senaryonun bir kısmını kaydederek televizyonun sesini kısıp kendiniz uygulamaya çalışarak yapabilirsiniz. ’21.yüzyılda sanatçı olmak neyi gerektirir?’ sorusuna iyi bir insan olmayı diye cevap veren Düşenkalkar sanatın değiştiğini de belirtti. Düşenkalkar sanat şekil değiştirebilir olsa da hiçbir zaman Mozart’ın bestesinden, Leonardo’nun tablosundan söz etmeden geçemeyeceğini söyledi.

“Seslendirme yaparken duygu durumunun farklı olduğu durumlarda rol geçişlerine hemen ayak uydururum” diyen Düşenkalkar, sözlerine şöyle devam etti:

“Kendimi yeniden yaratmak zorundayım, yarını yaşamak için kendimizi yenilemek zorundayız. Gerçek oyuncu heyecanlanır, sesi titrer ve gözleri parlar aksi takdirde gerçek oyuncu değildir” dedi.

Bu mesleğe başlamadan önce anne ve babasını ikna edip sınavlara girdiğini anımsatan Düşenkalkar, senorya yazan öğrencilere destek olacağını ve kısa film konusunda yardım olacağının sözünü verdi. Düşenkalkar Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini okuyarak söyleşiye son verdi.


Doç. Dr. Mehtap Demir “Tarihsel ve Kültürel Açıdan Azerbaycan Müziği “ üzerine söyleşiyi Doç. Dr. İrfan Hıdıroğlu moderotörlüğünde gerçekleştirdi.

Bir gürültü içinde yaşadığımızı, artık duyma yeteneğimizi kaybettiğimizi söyleyen Demir, küçük nağmeleri bile anlayamadığımızı belirtti. Müziğin değil ritmin ve sesin evrensel olduğunu aktaran Demir, müziğin birleştirici olmadığını sadece yaygınlaştırıcı olmadığını dile getirdi.

Türkiye’de aşıklık geleneğini en başa koyduğumuzu Azerbaycan ile ritimlerimiz ortak, Kafkas kültüründen ise dans yeteneğimizi aldığımızı belirtti. Mehtap Demir “Sanat bütüncüldür uzun uğraş gerektirir ve enstrüman çalamayan biri sanatçı olamaz “dedi.

Yönetmen ve Oyuncu Kenan Mahmudov “Qayidish filmi ve Azerbaycan Sineması” üzerine söyleşiyi Rade Abbas modaratörlüğünde gerçekleştirdi.


Sanatında sevecen ve inatçı olmak gerektiğini söyleyen Mahmudov, aslında ilk başta oyuncu olmak istediğini, daha sonra ise yönetmen olduğunu belirtti. Sosyal medyadan Türkiye’nin bayrağını paylaştıktan sonra Türk yönetmenlerden dizi teklifi aldığını söyleyen Mahmudov şunları ekledi:

“İlk başta sadece iki bölümlük bir teklif geldi, daha sonra benim olduğum bölümler reyting alınca 40 bölüm kaldım. Dizi çekmek çok zor, sizin iki saat izlediğiniz dizi 12 saat çekiliyor. Türkiye’de diziler çok uzun sürüyor” dedi.

Mahmudov, “Filmin sonunun neden bu şekilde bitirmeyi tercih ettiniz?” sorusuna, “Sinema seyirci için film bittikten sonra başlar , hüzünlü bitmesi daha akılda kalıcı olmasını sağlar” cevabını verdi.

Kenan Mahmudov, işini seven herkese saygı duyduğunu, Türkiye’ de sevdiği yönetmen ise Çağan Irmak olduğunu söyledi.

Duyuru


19. Uluslararası Kar Film Festivali kapsamında düzenlenen Kısa Film Yarışmasının sonuçları açıklandı.

Sonuçlar için tıklayınız.

This will close in 20 seconds