Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin gelenekselleşen etkinlikleri arasında yer alan Uluslararası Kar Film Festivali’nin ikinci günü ‘İki Nehrin Buluşması’ adlı belgesel filminin gösterimi ile başladı.
Sonrasında seslendirme sanatçısı ve oyuncu Zeynep Özden Ayyıldız “Sinemada Seslendirme” konulu söyleşiyi Prof. Dr. Raci Taşcıoğlu moderatörlüğünde gerçekleştirdi.
Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi ünlü filmlerin seslendirmesini yapan Ayyıldız, mesleğinin ne kadar zor oluğundan bahsetti. Ayyıldız, rolü seslendirirken kendinden bir şeyler katmayı gerektirdiğini, aksi taktirde yaptığınızın sadece taklitten ibaret olabileceğini söyledi.
Seslendirdiği her rolün içine girdiğini ve onu yaşadığını söyleyen Zeynep Özden Ayyıldız, tiyatroda bunu yapamadığına değindi. Bu mesleğin kolay gibi göründüğünü fakat çok zor olduğunu ifade ünlü seslendirme sanatçısı, doğru bir Türkçe öğrenilmesi ve eğitim alınması gerektiğini, ses güzelliğinin tek başına işe yaramadığını belirtti.
Türkiye’de bu işin çok iyi yapıldığını söyleyen Ayyıldız, Şevval Sam, Seda Sayan, Nur Süral, Gülben Ergen gibi Türk oyuncuları da seslendirdiğini belirtti. “Sinema büyülü bir dünya orası bambaşka ben de sesimle varım” diyen Zeynep Özden Ayyıldız son olarak şunları ekledi:
“Çocukluğumun yıldızı olan Çetin Tekindor çok başarılı bir seslendirme sanatçısı çünkü yıllar içinde tecrübe yapmış bir isim, sizler de kendinizi geliştirip iyi yerlere gelebilirsiniz.”
İHA İstanbul Anadolu Yakası Bölge Müdürü Mustafa Biçer ve İstanbul Başakşehir Belediyesi Radyosu Program Yapımcısı ve Sunucusu Özgür Kani, Prof. Dr. Hakan Temiztürk moderatörlüğünde “Mezunlarla Buluşma” adlı programı gerçekleştirdiler.
Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin eski öğrencilerinden olan Mustafa Biçer, öğrencilik hayatında İHA’da staja başladığını ve sahada olmanın önemli olduğundan bahsetti. Ajansların bu işin okulu ve mutfağı olduğunu söyleyen Biçer, Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin çok mezun verdiğini, kendi kendini geliştirmenin öneminden ve aynı zamanda her kapının çalınması gerektirdiğinden bahsetti.
İletişimin öneminden bahseden Biçer, bu meslekte sokakta olunması gerektiğini ve herkesle iletişim halinde olunmasını gerektiğini belirtti.
Gazeteciliğin para için yapılmadığını, bir tutku olduğunu belirten Biçer, gazeteci refleksine de dikkat çekti. Gazetecilikte tarafsızlığın olmadığını ve herkesin bir görüşü olduğunu ifade eden Biçer, bu durumda profesyonel olunması gerektirdiğini ekledi. Biçer sözlerine şöyle devam etti:
“Bir zamanlar ben de bu festivalde görev aldım ve şimdi buradayım, çok duygulandım. Bu meslekte zorlandığım zamanlar oldu, tehdit aldığımız zamanlar da oldu tüm bunlara karşın ailem hep bana destek çıktı.”
Yine Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunlarından olan Özgür Kani, iletişimin bu meslekte çok önemli olduğunu ve teknik bilgiye hakim olunması gerektiğini bildirdi. “İletişimci bakan değil görendir” diyen Kani, “Bu mesleğin hayalini kurmak gerek. Örneğin küçükken kendinizi bir radyocu olarak görmediyseniz, bu mesleği yapamazsınız. İlham kaynağınızın hayal olması gerek” dedi.
Kani, radyonun deli dünyası olduğunu, boş bir odada kimin dinlediğinden habersiz yayın yapıldığını ve bir çok ünlü ismin de bu meslekten geldiğini sözlerine ekledi.
Kişinin kurduğu hayallerin imkansız olmadığını belirten Özgür Kani, görme engelli bir bireyin radyoda çalışmaya başladığını ve sadece istemek gerektiğine dikkat çekti. İş başvurdukları yerde iki şeye dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Kani, “Medyada vefa ve samimiyet çok önemlidir ama ‘biz bir aileyiz’ diyen yerlerden uzak durun, iş yerinde aile ortamı olmaz. Aynı zamanda ‘koluna altın bilezik taktım’ diyenlerden de uzak durun. Onunki altınsa, seninki de kol. Sıkı bir iletişimle gittiğin yerde tutunursun” dedi.
Özgür Kani son olarak sözlerine şunları ekledi: “Aile desteği bu meslekte çok önemli. Ailede fedakarlıklar yapılıyorsa sıkıntı yaşanmıyor.”
Muxdijital Sosyal Medya Yöneticisi Betül Uslu ile “Sosyal Medya Çağında Girişimcilik” konulu söyleşi, Doç. Dr. Ayhan Doğan moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Sosyal medyada girişimcilik reklamı yapanları eleştiren Uslu, olaylara gerçekçi bakılması gerektiğini ifade etti. Hedef kitleye dikkat edilmesinden bahseden Uslu şunları söyledi:
“Ben pazardan ne istiyorum, o benden ne? İkisi arasında devreyi iyi kurmak gerek ve hangi kitleye hitap ediyorum, buna da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü hedef kitle vidolarımızı, metinlerimizi etkiler.”
Oyuncu Selahattin Taşdöğen ve Oyuncu Fatih Doğan “Sinemada Oyunculuk” konulu söyleşiyi Dr. Öğr. Ahmet Hakan Çiğdem moderatörlüğünde gerçekleştirdiler .
Bu işin sahada öğrenildiğini söyleyen Doğan, öğrencilik zamanında bolca senaryo yazdığını ve staj zamanında kostüm asistanlığı da yaptığından bahsetti. Oyuncu Doğan, herkesin oyunculuktan ziyade şöhret olmak istediğini iddia etti. ‘Kendinizi geliştirin, birinin gazıyla oyuncu olunmaz” diyen Fatih Doğan aynı zamanda şunları ekledi:
“Herkes bu mesleğin okulundan değil, insanlar kaliteli şeyler istiyor, başarılıysan yine seni seçiyorlar.”
Hem sokaklarda oynadığını, hem sanatsal faaliyetlerde bulunduğunu söyleyen oyuncu Selahattin Taşdöğen, tiyatronun profesyonel bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi. Şimdiki dizileri eleştiren Taşdöğen, sektörde oyuncuların fazla olduğunu ve oyunculkuk için bir kriter getirilmesi gerektiğini savundu.
“Bu meslek zor bir meslek. Ne yaşarsan yaşa, hangi duyguda olursan ol, o rolü yapman gerek. Fakat kostümleri bıraktığımızda ise o rol orada kalır”, diyen ünlü oyuncu Taşdöğen, komedi alanına da dikkat çekti. “Espri yapmak ve anlamak zeka işidir. Şimdilerde küfür etmek espri malzemesi olmuş, bu bir komedi değildir” Selahattin Taşdöğen son olarak şunları söyledi:
“Artık yüksek takipçili kişileri oynatıyorlar ve herkes yönetmen, bu işlerin bir eğitimini bile almamışlar. Her rolde oynarım, ben bir oyuncuyum fakat şiddet içerikli dizilerde oynamam.”
